Öne Çıkan Yayın

İLETİŞİM

Soru Sor, Cevap Ver - Yardım Et, Yardım Al!!!

17 Kasım 2016 Perşembe

Ermenistan

Ermenistan ya da resmî adıyla Ermenistan Cumhuriyeti, Güney Kafkasya'da denize kıyısı olmayan bir ülkedir.

Daha önce Sovyetler Birliği'ne bağlı bir cumhuriyet iken Eylül 1991'de bağımsızlığını ilan etmiştir. Kuzeyinde Gürcistan, doğusunda Azerbaycan, güneyinde İran, batısında ise Türkiye ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti bulunur. 1 Ocak 2011 itibarıyla nüfusu 3.262.600 kişidir. Başkenti ve en büyük şehri Erivan'dır; Gümrü, Vanadzor, Eçmiadzin ve Hrazdan da ülkenin diğer önemli şehirlerindendir.

Ermenistan Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Bağımsız Devletler Topluluğu, Karadeniz Ekonomik İşbirliği, Dünya Ticaret Örgütü ve yaklaşık otuz diğer örgütün üyesidir.


Bir coğrafi tanım olarak Arminiya veya Armaniya adına en erken eski Fars (Pers) imparatoru I. Darius'un yaklaşık M.Ö. 510 tarihli Bisutun Anıtı'nda rastlanır. M.Ö. 399 yılında bölgeyi gezerek ayrıntılı tasvirler yapan Yunan tarihçi Ksenofon'un eserinde ülke adı Armenia olarak geçer.

Strabon Coğrafya'sında (MS 1. yüzyıl) ve Roma İmparatorluğu'nun idari bölünümünde Armenia sınırları şöyle tanımlanır: Batıda Fırat nehri, güneyde Güneydoğu Toros sıradağları, güneydoğuda Hakkâri dağları ve Urmiye Gölü, kuzeydoğuda Sevan Gölü ve Karabağ, kuzeyde Çıldır Gölü ve Doğu Karadeniz Dağları. Ortaçağ Arap kaynaklarında aynı bölgenin adı Armaniyya veya Ermeniyye (Ar: أرمنية) olarak geçer. Eski Türkçe metinlerde Ermeniyye adına 15. yüzyıla kadar rastlanır.

Yüzyıllarca sadece tarihi bir isim olarak hatırlanan "Armenia/Ermenistan" adı, 19. yüzyılın milliyetçi politikaları döneminde tekrar güncel anlam kazanmıştır.

Çağdaş Ermenistan'ın doğuşu
Tarihi Ermenistan'ın bir kısmı olan bugünkü Ermenistan, Kaçar Hanedanı'na bağlı Revan Hanlığı'ndan ibaretti. 1827'de Paskeviç yönetimindeki Rus ordusu tarafından fethedilmiş ve Kaçarlar 22 Şubat 1828 tarihli Türkmençay Antlaşması ile 4. Maddesi gereğince Revan Hanlığı üzerindeki hak talebinden vazgeçmşitir. 21 Mart 1828'de reorganize edilen idari birime Ermeni Oblastı (Армянская область / Armyanskaya Oblast) adı verilmiştir. Oblastın o tarihte %18 dolayında olan Ermeni nüfusu, Rus yönetimi tarafından davet edilen İran Ermenilerinin göçü sonucunda 20. yüzyıl başında %48 düzeyini bulmuştur. I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğundan mülteci olarak gelen Ermenilerle birlikte bu sayı %70'lere ulaşmıştır.

1850'da Erivan Guberniyası kurulmuştur ve Guberniya 27.830 kilometre karelik bir alana sahipti. 1897'de yapılan nüfus sayımına göre Erivan Guberniyası'nın nüfusu 829.556 kişi olup toplam nüfusun % 56'sı Ermeni, % 37,5'i Azeri, % 5,5'i Kürt ve % 0,6'sı Rus'u etnik gruplardan ibaretti.

1917 Devrimi'nden sonra Rus Devletinin çöküşü üzerine kurulan Transkafkasya Federasyonu 26 Mayıs 1918'de üç cumhuriyete bölündü ve 28 Mayıs 1918'de Erivan'da Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti ilan edildi.[13] İkibuçuk yıl süren bağımsızlığı sırasında ekonomik, askeri ve siyasi krizlerle sarsılan cumhuriyet 1920 Kasım ayında Türk ve Sovyet ordularının eş zamanlı işgaline uğrayarak bağımsızlığını kaybetmiş ve 2 Aralık 1920'de Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adıyla Sovyetler Birliği'ne katılmıştır.

Ermenistan Cumhuriyeti

Sovyetler Birliği'nin son döneminde 7 Aralık 1988 tarihinde Leninakan (zamanımızda Gümrü) ve Spitak şehirlerinde 6,9 magnitüd büyüklüğünde bir sarsıntı yer aldı. Bu deprem, şehirleri yıktı ve yaklaşık 25.000 kişinin hayatına mal oldu. Özellikle Sovyet ekonomisi için daha olumsuz bir tesadüf olamazdı: SSCB aynı zamanda Sovyet-Afgan Savaşı yer almakta idi ve iki sene önce Ukrayna SSC'nde yer alan Çernobil reaktör kazası, insanî ve ekolojik bir felaket olması dışında SSCB için çok büyük bir finansal sorun oldu. Sovyet yetkililer, depremin ekonomik etkilerinin altından kalkma problemi ile karşılaştılar.

Aynı senede Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti ile Azerbaycan arasında Dağlık Karabağ (Nagornıy Karabağ) bölgesi üzerinde anlaşmazlık çıktı. Azerbaycan'a ait olan; fakat nüfus çoğunluğu Ermenilerden oluşan[16] bir özerk bölge olan Dağlık Karabağ Özerk Oblastı'nda Ermeniler ayaklanarak ayrı bir cumhuriyet ilan ettiler. Ermenistan ile Azerbaycan savaşın eşiğine gelirken her iki cumhuriyette Azeri ve Ermeni azınlıklar şiddet olaylarına maruz kaldı. Çatışmalar sürerken Mayıs 1990'da Yeni Ermenistan Ordusu kurularak Sovyet ordusundan fiilen bağımsız bir ordu yapısı oluşturuldu.

Sovyetler Birliği'nin dağılması üzerine Ermenistan 23 Ağustos 1991'de bağımsızlığını ilan etti. Şiddetlenen Ermeni-Azeri savaşında Ermenistan, D. Karabağ ile Ermenistan arasındaki Laçın Koridoru'nu da işgal ederek D. Karabağ'ı fiilen kendisine ilhak etti. Azerbaycan'ın Ermenistan'a uyguladığı ekonomik ambargo, ülkede büyük sıkıntılara yol açtı. 1993'te Türkiye de Ermenistan'a karşı ambargoya katıldı. D. Karabağ savaşı 1994'te Rusya'nın dikte ettiği ateşkesle sona erdi.

Halen Ermenistan uluslararası topluluk tarafından Azerbaycan'a ait sayılan toprakların %20'ni (D. Karabağ ve Laçin Koridoru dahil) işgal altında bulundurmaktadır. Türkiye bu durumu gerekçe göstererek Ermenistan Cumhuriyeti ile diplomatik ilişki kurmaktan kaçınmış ve bu ülke ile sınırlarını trafiğe kapatmıştır.

Ermenistan siyasetinde D. Karabağ kökenli siyasi örgüt ve kişilerin egemenliğine dikkat çeken bazı gözlemciler, Ermenistan'ın D. Karabağ'ı değil, aksine D. Karabağ'ın Ermenistan'ı ilhak ettiğini ileri sürmüşlerdir.

Azerbaycan ile ilişkileri soğuktur, bu iki ülkenin arasında diplomatik ilişkiler olmamaktadır. Özellikle Karabağ Savaşı ve bunun etkileri nedeniyle gerilimler vardır. 1994'te bir ateşkes anlaşması yapılmasına rağmen, savaştan beri Azerbaycan topraklarının %16'sı Ermeni muharipler tarafından zapt edilmektedir; Azerbaycan'da yaşadığı yerden zorunlu göç etmek zorunda kalan yaklaşık 528.000 kişi ve Ermenistan'dan kaçan 300.000 Azeri sığınmacı bulunmaktadır.

Türkiye, Ermenistan'ın bağımsızlığını 16 Aralık 1991 tarihinde tanıyarak ülkeyi tanıyan dünyanın ilk ülkelerinden birisi olmuştur. Ermenistan ve Türkiye arasında da diplomatik ilişkiler soğuktur. 1993'te Türkiye, Azerbaycan'da yer alan Ermeni işgâlleri nedeniyle Ermenistan ile paylaştığı sınırı kapatmıştır ve bu sınır günümüzde bile hâlâ daha kapalıdır. Ermeni diasporası faaliyetleri de bir anlaşmazlık nedenidir; Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan 2011 yılının Temmuz ayında Ermeni dili ve edebiyatı yarışmasında öğrencilerden birinin, “Batı topraklarımızı Ağrı Dağı’yla birlikte geri alabilecek miyiz?” sorusuna yanıt olarak, "Karabağ'ı biz aldık, Ağrı'yı size bıraktık" diyerek Ermeni gençliğine Ağrı'yı Ermenistan topraklarına katmayı hedef göstermiş ve bu suretle Ermenistan'ın Türkiye üzerindeki toprak iddiasını yinelemiştir. Zaten Ermenistan Cumhuriyeti'nin Türkiye toprakları üzerindeki iddiası bu ülkenin Anayasa'sında da yerini almıştır. Ermenistan devlet armasının tanımlandığı Anayasa'nın 13. maddesinde, armanın ortasında Ermenilerin "Ararat" dedikleri Ağrı Dağı'nın tasvirinin yer aldığı ifade edilir.

Metsamor Santrali Sorunları
1977 yılında inşa edilmiş olan Santral eski teknolojisi ve taşıdığı büyük risk sebebiyle, Ermenistan'ın Türkiye ve Avrupa ilişkilerinde önemli konu olmuştur. Keza Metzamor Nükleer Santrali bugün dünyadaki mevcut santraller içerisinde en güvensiz reaktör olma özelliğini taşımaktadır. Yapılan araştırmalar göstermekte ki, eskiyen teknolojisi ve yakıt tanklarının soğutma teknolojisinin günümüze uygun olmaması sebebiyle kapatılması gereken bir Nükleer Santral olarak kabul edilmektedir.

Çernobil ile kıyaslanacak olursa bugünkü Metsamor'un taşıdığı risk daha iyi anlaşılır. Çernobil Faciası sonucu ortaya çıkan nükleer felaket sonrası bile günümüzde kazanın olduğu yer çevresinde 30 km. çaplık bir daire (aşırı radyoaktivitenin halen olması sebebiyle) yasak bölge ilan edilmiştir ve girişler şu anda da yasaktır.

Santral Ermenistan'ın başkenti Erivan'a 32 km, Kars'a 100 km, Iğdır'a ise 30 km uzaklıkta olması sebebiyle yaklaşık 4 milyon kişilik bir Nükleer sızıntı tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir endişesi sebebiyle, Avrupa Birliği tesisin kapatılması koşuluyla ülkeye 100 milyon Euro yardım etmeyi taahüt etmiştir. Fakat Ermenistan tesisin yıkılma kararını 2004'de ertelediğini tek taraflı bildirmiştir. Keza 2000'ler sonrası baş gösteren enerji krizi Ermenistan'ın bu tek taraflı kararı aldığını düşünülmektedir. Ermenistan'ın enerji ihtiyacının yaklaşık %40'ının Metsamor'dan karşıladığı tahmin edilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder